17 Mayıs 2010 Pazartesi

Kobe Bryant: Overrated&Underrated

Başlığa ilk baktığınızda garipsediyseniz, çok normal.

"Her ikisi birden nasıl olur be adam?" diye sormanız daha da normal.

Ama doğru. Kobe Bryant kadar gereksiz yere yüceltilen ve gereksiz yere yerilen başka bir oyuncu daha görmedi henüz bu semalar.

Her Lakers taraftarı için Kobe, Jordan hariç(hatta bazıları için o bile dahil) gelmiş geçmiş en iyi oyuncu. Diğer 29 takımın taraftarı içinse Nba tarihinin en değerli 10 oyuncusundan biri.

Ben de haliyle 29 takım taraftarıyla aynı sahadayım. Hazır playofflar ilerlerken bu konuya bir değineyim istedim.

Kobe Bryant, inanılmaz bir yeteneğe, hırsa ve (istediği zaman) savaşma azmine sahip bir oyuncudur. Böylesine bir oyuncu için en iyi yıllarını yaşayan Shaq'in olduğu bir takıma gitmek ise.. şanstır. Evet Kobe Bryant aynı zamanda oldukça şanslı da bir oyuncudur. Nba'de oynadığı 12 sene boyunca bu sezon dahil olmak üzere toplam 7 kere şampiyonluğa oynayabilecek kalitede bir kadroda oynadı Kobe('00,'01,'02,'04,'08,'09,'10). Neden? Çünkü o bir Lakers oyuncusu. Başka hiç bir Nba takımı 12 senelik kariyer yaşayacak yıldızına bu derece sağlam kadrolar emanet etme başarısını gösteremez(finansal açıdan New york ve Chicago belki, ama onlar da yönetim kısmı açısından oldukça sorunlular 2000'li yıllarda). Bu da Kobe'yi diğer bütün *yıldızlardan* şans faktörü açısından ayrı bir yere koyar. Şu an belki de Kobe'yle aynı cümleye bile koyulamayacak bir adam olan Tracy McGrady, şu an yaşadığı o ünlü sakatlıklar öncesinde hiç böylesine kaliteli kadrolarda oynamadı. Keza Allen Iverson(ki o inanılmaz sınırlı bir kadroyu bile tek başına Nba finallerine taşıdı). Hatta keza Vince Carter(şu an oldukça kaliteli bir kadroyla Nba finali kovalıyor, bilmem kaç senedir yanında oynayacak adamakıllı bir uzun oyuncu olmadığı için New Jersey'de sürünüyordu). Kısacası Kobe evet, şanslı da bir oyuncu. Ama Kobe'nin bu *şansı*, onun gelmiş geçmiş en büyük oyunculardan biri olduğu gerçeğini değiştirmez. Jordan da da vardı o *şans faktörü*, Scotte Pippen resmen tanrının bir armağanı gibiydi Jordan'a. Son üç şampiyonlukta Nba tarihinin en iyi ribaundçularından biri vardı takımında Pippen'la beraber. Hem bu kadar dominant bir adamla oynamayı kabul edip hem de süperstar seviyesinde bir adam olmak, her adamın kabul edebileceği bir iş kesinlikle değildir. Pippen bir *sidekick* olmayı kabul etmişti Jordan'ın yanında. Şu an Gasol'ün Kobe'nin yanında *sidekick* olmayı kabul etmesi gibi..

Jordan'ın Pippen'ı varsa, Kobe'nin de Gasol'ü oldu. Takıma geldiğinden beri Kobe'den daha iyi performans gösterdiği tonla maç oldu(Pippen'ın da Jordan'dan çok daha iyi olduğu maçlar vardı). Ama hiç birinden sonra çıkıp o başarı sarhoşluğu duygusuna kapılmadı. Kobe'nin önüne geçmeye çalışmadı, çalışmıyor. Böylesine bir adamı karşılığında hiçbir şey vermeden takımınıza katarsanız, süperstar şansı teorime yeni bir dayanak getirmiş olursunuz.

Kobe, kaliteli bir kadroyu şampiyon yapabilecek özellikte bir adam. Ama büyük maçlardaki performansı her zaman için bir soru işareti. LeBron Celtics'e elendiği için çokça konuşuluyor ve eleştiriliyor, ama unutulan bir şey varsa o da 2008 finalinde Kobe'nin de aynı Celtics takımına finalde elendiği. Yani kendisini *savunabilen* bir takım mevcut piyasada. İlk üç şampiyonluğu hariç(Shaq de savunulması imkansıza yakın bir adamken hem Kobe'yi hem Shaq'i durdurmanın imkansızlığını burada anlatmaya gerek yok) her zaman da bir şekilde *savunuldu* zaten. Geçen sene doğuda finale çıkma adayları arasında onu savunmak konusunda en çok zorluk çekecek takım Orlando Magic'ti, onlar da savunamadı zaten(matchup bazında Cavs ve Lakers bu sezon finalde karşılaşsalar, geçen sezon finalde karşılaşsalar, Cavs'in üstün olduğunu ve olacağını hala savunuyorum). Olur da bu sezon yine Celtics finale çıkarsa, Kobe'nin oldukça zorlanacağını ve insanların yine kendisine ağır eleştirilerde bulunacağını hissediyorum.

Kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi ilk 3 oyuncu arasında gösterilemez. Ama 2000'li yıllara bir şekilde damga vurduğu gerçeği de yadsınamaz.

Hem overrated hem underrated olmayı başarmak da her yiğidin harcı değildir, bunu başarmak bile zaten tarihe geçtiğinizin göstergesidir. Kobe bunu başardı.

31 Aralık 2009 Perşembe

Reggie Evans'a Bel Bağlamak

"Şampiyonluk savunmalarla kazanılır." sözü NBA ile ilgilenen bir çok kişinin ağzına sakız olmuştur yıllardır. "Bad Boy Pistons" takımı ile ortaya çıkan bu kavram, üzerinden 20 sene geçmesine rağmen hala geçerliliğini korumakta. Savunmasını oturtamamış bir takım yıllardır şampiyon olamıyor.

Toronto Raptors takımı şu anda NBA'in hücum anlamında en potansiyelli takımlarından bir tanesi. Oyun kurucu pozisyonunda Jose Calderon(son maçlarda sakatlığı yüzünden oynamıyor olsa da), Andrea Bargnani ve Chris Bosh gibi her zaman için 25 sayının üzerine çıkabilecek iki uzun, benchten gelerek direkt olarak skora katkı yapabilen bir Jarret Jack, Hidayet gibi pozisyonuna göre gayet iyi bir pasör(ve bazen şutör), kağıt üzerinde bakıldığında doğu konferansındaki büyük dörtlüyü(Cleveland, Boston, Orlando, Atlanta) zorlayabilecek ender takımlardan biri gibi gözüküyor.

Ancak yukarıda saydığım isimlerden az buçuk savunma yapabilen sadece iki isim var: Chris Bosh ve Jarret Jack, kaldı ki ikisi de savunma konusunda ihtisas yapmış isimlerden değiller. Bu da Raptors'ın "yumuşak bir takım" olarak gözükmesine yol açıyor. Sezon başında Cleveland'a karşı alınmış galibiyet haricinde bu yukarıdaki büyük dörtlüye karşı henüz maç kazanabilmiş değil Toronto, ve bu haliyle kazanabilecekmiş gibi de gözükmüyor.

Takım kadrosunda savunmasıyla ün yapmış tek bir isim var, o da Reggie Evans. Kendisi pota altına sertlik getirmesi için alınmıştı, ancak sakatlığı sebebiyle henüz bu sezon oynayamadı. Sıfıra yakn bir hücum oyunu bulunan Reggie Evans, savunma açısından bakıldığında bu sezonki Raptors için belki de tek ilaç olabilir. Tamam kendisi bir Dwight Howard değil belki ama, en azından Raptors için yapılan "yumuşak takım" yakıştırmasının değişmesini sağlayabileceği de bir gerçek.

"Peki Reggie Evans'a bel bağlamak neyi gösterir?

İnanılmaz derecede çaresiz olduğunuzu."

Bir Raptors taraftarı.

14 Kasım 2009 Cumartesi

Böyle çaylağa can kurban: Eric Maynor

Henüz 2009 draftı yeni bitmişken çaylak analizlerinin usta ismi Chad Ford, Utah Jazz'ın Eric Maynor'ı o kadar geç sırada(20. sırada) seçmesinin tam anlamıyla bir steal olduğundan bahsetmişti.

O zamandan beri merakla beklemekteydim bu çocuğu. Kimdir nedir neyin nesidir sorularını sorup durdum, ta ki dün geceki Utah Philadelphia maçına şöyle bir göz atıncaya kadar.. Bu incecik eleman sırf kastan ibaret, içeriye müthiş penetre ediyor ve pas verme konusunda da doğuştan yetenekli.

Eğer Deron Williams'ın sakatlığı ciddiyse(umarım ki değildir) kendisini daha çok izleme şansını bulacağız. Utah için berbat geçmesi beklenen bir sezonun tek pozitif yanı bu adam olabilir(ikinci bir neden de var gerçi, Knicks'in kaybetmeye devam etmesi. Malumunuz 2010 draft hakkı Utah'a ait Knicks'in ve herhangi bir protection muhabbeti de yok)

Çaylak kontratı bittikten sonra kendisini starter olarak bir başka takımda izleyebiliriz belki de..

LeBron James sorunsalı




LeBron James.. Lige geldiği andan beri "yeni majesteleri" olarak kabul gören bu genç adam, son üç sene içinde başardıklarıyla adından daha da da fazla sözettirmeye başladı.

2007 playofflarında neredeyse tek başına takımını finale taşıdı.

2008 playofflarında doğu yarı finalinde (zaten şampiyonluğu elde edecek olan) Boston Celtics'e elendi.

2009 playofflarında bu sefer doğu finalinde Orlando Magic'e elendi, ki bir çok otoritenin görüşüne göre Cleveland'ın match-up konusunda tek sorun yaşayabileceği takım Magic'ti zaten.

Şanssızlık mı? Kesinlikle değil. Panik davranmanın ne kadar büyük bir handikap olduğunun açık bir göstergesi aslında LeBron James. Panik yapan kendisi değil, onu memnun etmek için sittinsenedir uğraşan Cleveland yönetimi.

Danny Ferry'nin yaptıklarına anlam vermek bir hayli güç. Şu 5 sene boyunca LeBron'un yanına ondan sadece bir kademe aşağıda bir yıldız bulmak bu kadar zor muydu gerçekten? Bu amaç uğruna Larry Hughes alındı, ki tam bir fiyasko oldu kendisi, geçen sene Mo Williams alındı, şimdi de Shaq dahil oldu kadroya.

Şöyle bir bakalım şimdi bu kadroya:
Mo Williams(zorlasanız ligin en iyi 10-15 oyun kurucusundan biri olduğunu iddia edebilirsiniz)
Anthony Parker(yıllar geçti artık, parker'dan vasat bir defanstan ve arasıra sokacağı bir kaç üçlükten fazla bir şey bekleyemezsiniz)
LeBron James
Anderson Varejao(sahada ortaya herşeyini koysa da hala bu paraya değecek bir oyuncu olmadığını düşünmekteyim)
Shaquille O'Neal(13 sayı ortalamayla oynarsa Cleveland'lılar parti düzenlemeli. 5-6 ribaund da alıverir belki yanında)

Bu 5'ten bir şampiyonluk bekleyebilir misiniz gerçekten? Hayır bir Lakers'ın kadrosuna bakıyorum, bu sene All-Star olmasalar da All-Star seviyesinde oldukları iddia edilebilecek tam 5 tane oyuncu var(Kobe, Bynum, Gasol, zorlarsanız da Odom ve Artest). Celtics'te zaten 3 Hall of Famer+kelebek gibi uçup arı gibi sokan bir Rondo var. Orlando'da Howard, Lewis, Carter, hatta yine azıcık zorlamayla Nelson var.

Tarih de pek farklı bir şey göstermiyor zaten bize. Chris Broussard çıkartıvermiş benim yerime istatistiği bugünkü yazısında.. son 30 senede yanında ikinci bir dominant star olmadan şampiyon olabilmiş tek adam Hakeem Olajuwon, ki o da bunu başarmaya çalışan bir diğer isim olan Patrick Ewing'i altederek bu başarıyı elde etmiş.

Demek ki ne kadar süper yıldız olursanız olun, tek başınıza şampiyon olamıyorsunuz. MJ'in bile yanında Pippen vardı(hatta son 3 yılında NBA tarihinin en iyi ribaundçularından Rodman da vardı). Aynı örnekten ilerlersek LeBron'un hala bir Pippen'ı yok.

Evet James'in Ohio'yu terkedeceğine ben de inanmıyorum. Hele hele New York&New Jersey ikilisine gitme şansının 0'a yakın olduğunu düşünüyorum(Nets durumu Rus milyarderin olaya el atmasından sonra değişebilir, eğer Cuban gibi para harcama hevesi varsa bu adamın, her şey olabilir), ancak bu sene de şampiyon olamazsa LeBron'un ne yapacağını kestirmek gerçekten imkansıza yakın.